Skip to content Skip to footer

Panchakarma

Tam bir sene önce Hindistan’a panchakarma yapılan bir sağlık merkezine ileri seviye ayurveda öğrenmeye gittim. Bizim öğrenci grubumuz dışında dünyanın farklı yerlerinden tedavi için gelen pek çok hasta vardı. Aslında gitmek için hastalıkları beklemeye gerek yok, nasıl arabaların önlem için belirli periyodlarla bakımı var, biz de mümkünse her sene hatta senede iki kere ekinoks dönemlerinde bu bakımı kendimize hediye edebiliriz. Bu yazımda hem panchakarma nedir, neye yarar, hem de benim dönüşümümü anlatıyorum.

Panchakarma, kökeni 5000 yıl öncesine dayanan hem koruyucu hem de bütüncül tıp sistemini de içeren yaşam sanatı Ayurveda’nın detoks protokolüdür. Burada özellikle belirtmek isterim ki Ayurveda, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanıdığı üç tıp sisteminden biridir. Panchakarma’da sevgili öğretmenim Ebru Şinik’in deyimiyle “bu gezegendeki en kapsamlı detoks sistemi”dir. Diğer tedavilerden ayıran en önemli farkı ise vücutta birikmiş olan sadece suda çözülebilen toksinlerin değil, çok daha derinlerde dokulara yerleşmiş olan ve sadece yağda çözülebilen toksin birikimlerine de ulaşarak, etkin biçimde vücuttan atılmasını sağlamasıdır. Sadece fiziksel bedende değil, zihinsel bedende ve duygularda da dengelenme sağlar. Ayurvedik bakış açısına göre dengesizlik bir hastalık haliyse, sağlık ise yaşamın her alanında dengede olmaktır. Bunu da herkesin ihtiyacına göre zamanı, şekli, içeriği belirlenen beş farklı yöntemle sağlar. Bu yöntemler; tedavi edici kusma (Vamana), müshil tedavisi (Virechan), lavman tedavisi (Basti), burundan ilaç verme (Nasya) ve kan detoksifikasyon (Rakta Moksha) terapileridir. Bu yöntemler Ayurvedik tıp doktorlarının kontrolünde, her gün tekrar konsültasyon yapılarak uygulanır. Tedavi süreci hastalık veya hastalıkların şiddeti ve kişinin ayırabildiği zaman gözetilerek yedi ila yirmibir gün süresince önerilir. 

Tedavi edici kusma yöntemi daha çok cilt hastalıkları, kronik astım, diyabet, kronik soğuk algınlığı, lenf tıkanıklığı, ödem, kronik hazımsızlık, kronik sinüs problemleri, tekrarlanan bademcik iltihabı ve sara tedavileri için kullanılır.

Müshil tedavisinin uygulandığı durumlar ateş, basur, cilt hastalıkları, gut, kronik ateş ve karın tümörleridir.

Lavman tedavisi ise genellikle kabızlık, şişkinlik, kronik ateş, soğuk algınlığı, cinsel bozukluk, kalp ağrısı, sırt ağrısı, boyun ağrısı, böbrek taşları, siyatik, romatizma ve gut gibi rahatsızlıklarda tercih edilir.

Burnumuz, beynimize ve bilincimize açılan kapıdır. Bu sebeple migren başta olmak üzere burun kuruluğu, sinüs tıkanıklığı, ses boğukluğu, göz ve kulak sorunları için uygulanır.

Kan almanın etkili olduğu durumlar ise gut, karaciğer ve dalak büyümesi, akne, cilt lekeleri, egzama, isilik, kronik kaşıntı, kurdeşen ve uyuzdur.  

Bunlara ek olarak kişinin ihtiyacına göre çok çeşitli masaj terapileri uygulanır. Masajın türü, uygulanan yağın içeriği kişiye özeldir. Ben eğitime gittiğim için sadece abhyanga masajını deneme fırsatım oldu. Özel yağlarla yapılan ve sonrasında maş fasülyesi tozu ile bu yağlardan arındırılan masajın faydaları kan dolaşımını hızlandırması, lenf dokularının boşaltılmasına destek olması, atıkların bedenden atılmasını kolaylaştırması, sinir uçlarını canlandırırak sakinleştirmesi, zihinsel sakinliği ve farkındalığı arttırarak daha iyi ve derin bir uyku sağlamasıdır. En güzel yanı ise basit versiyonunun evde kendi kendinize uygulanabilmesidir. 

Ayrıca sabah ve akşam duaları, yoga nidra seansları, bitkilerin anlatıldığı bahçe turları, dini törenler, müzikli aktiveteler ve satsang denilen ilgi çeken konularda özellikle hastalıklar üzerine yapılan sunumlara katılabiliyorsunuz. 

Ben masaj dışında, bu aktivitelere katılıp, yüz saatlik yoğun bir eğitime dahil oldum. Başka hiçbir şekilde öğrenemeyeceğim kadim bilgiler edinmenin yanı sıra kendim de çok değiştim. Buradan sonrasında orada öğrendiğim ülser, huzursuz bağırsak, bitkilerin kullanım alanı gibi konulara girmeyeceğim çünkü ayurveda zaten hastalığı değil kişiyi tedavi ettiği için bunların cevabı herkes için farklı. Benim anlatacağım kendimle hesaplaşmam. 

Sosyal medyadan takip edenlerden hep “Onları nasıl yiyorsun, aç mısın, vitamin gönderelim mi?” mesajları gelirken yemeklerden çok etkileyen koşullar oldu. Bize vaad edilen hastaların kaldığı lüks odalar yerine iki senedir kullanılmayan eski yetimhaneye sürülüşümüz, daha ilk gün odamda karşılaştığım kocaman tarantula, doğa dostu olmaması sebebiyle tuvalet kağıdı önce olmayışı sonra sınırlandırılması, şifalı suların değişik tadı beni biraz zorlarken en çok zorlandığım ve beni en çok da değiştiren çevre köy ziyaretimiz oldu.

Sağlık merkezi her gün çevre köylere de yemek dağıtıyor ve kilo, tansiyon ölçümü gibi köylülerin sağlık kontrollerini yapıyordu. Biz de bir gün bu rutine dahil olduk. Köylülere önce tabak yerine muz yapraklarını dağıttık sonra da yiyeceklerini ve içeceklerini. Buraya kadar her şey çok güzeldi, parçası olmak bile insana huzur veriyordu. Sıra bir öncekinin elleriyle üzerindeki pilav, patates kavurması, sulu sebze yediği muz yaprağını sudan geçirip bu sefer kendine tabak yapmaya geldiğinde “nasıl yapacağım” stresi sardı. Kazanlardan yemekler sırayla önüme geldiğindeyse istemsizce öğürdüm. Hemen yanımda evine götürmek için getirdiği bezlerin, eteğin içine pilav doldurup şükran duyanlar varken ben öğürdüm ve sonra da kendimden utandım. İşte tam da o an ben gerçekten değiştiğimi hissettim. Şükrettim yemeğe başladım, hatta pilavı ellerimle soslu sebzeye bandıra bandıra yedim. Bu tabi ki bir anlık değişimdense çok önceden başlayan bir sürecin son damlasıydı benim için. Her şey iyi giderken şükretmek daha kolay ama her zaman şükretmeliyiz. Şükretmeyi sadece düşündüğünde bile beyninde olan değişim bilim tarafından da kanıtlanmış. 

Benim son dokunuşum böyleyken herkesin farklı şekilde şifalandığını gözlemledim. Bunlar görünürde olan değişikliklerken asıl dönüşüm zihinlerimizde yani hastalıkların yüzde doksanının oluşma sebebinde oldu. Üstelik biz tedaviye değil eğitime gitmiştik. Tedavi görenlerinse ilginç bir huzur halleri ve parlayan gözleri dikkat çekiyordu. 

Benim gittiğim merkez çok geleneksel bir yerken, benden bir ay sonra annemler çok daha modern ve lüks panchakarma oteline gittiler. Tam aksine benim gittiğim yere göre çok daha katı olan bir panchakarma hastanesini de ziyaret ettim. Farklı bütçe ve ihtiyaçlara göre farklı seçenekler mümkün tabi sağlık durumuna göre karar vermek en mantıklısı. Dengede kalmanız dileğimle.