Skip to content Skip to footer

Mutluluğun Reçetesi

Mutluluğun resmini çizmek mümkün müdür bilmem ama ona çıkan basamakları anlatabilirim. Üstelik bu yol Gallup bilim insanları tarafından elli yıl boyunca yüz elliden fazla ülkede araştırılmış ve kitaplaştırılmış. Öyle büyük ölçekli bir çalışma ki dünya nüfusunun yüzde doksan sekizden fazlasını kapsıyor. Yazan benim ama Tom Rath ve Jim Harter’ın Wellbeing Esenlik kitabı referansım. 

Birinci basamak kariyer esenliği, mesleğimiz dahil ya da hariç günlük meşguliyetimizi kapsıyor. Başa gelmesinin üstünden beş yıl geçse bile etkisinden kurtulamadığımız tek felaket işsiz kalmak. Üstelik yakın ölümleri gibi trajik darbeler bile birkaç yıl içinde önceki esenlik düzeyine ulaşmamıza engel olmazken, uzun süre işsiz kalan bir kişi bu durumdan daha zor sıyrılıyor. Önemli olan pek çok yerde de söylendiği üzere sevdiğiniz bir uğraş bulup, onu her gün yapmak. Gününü nasıl geçirdiğin, kimliğini belirliyor ve eğer ne yapıyorsun sorusuna anlamlı bir cevap verebiliyorsan, bu alanda dengedesin demektir. Bu alanda dengedeysen, diğer dört basamakta da tatmin olma olasılığın iki kat fazladır. Günlük meşguliyetinden memnun değilsen sürekli bundan yakınarak önce sosyal ilişkilerinde ve sonra diğer basamaklarda da düşüşe geçiyor olabilirsin. Bu alandaki önerilerin başında her gün güçlü yönlerini kullanma fırsatı yaratmak geliyor. Aynı hedefleri paylaştığın ve seni destekleyen bir rol model bulmak, onunla vakit geçirmek de bir o kadar önemlidir.

İkinci basamak sosyal esenlik. Esnemek, gülmek, ağlamak nasıl bulaşıcıysa mutluluk da öyle. Mutlu bir arkadaşınız varsa, mutlu olma olasılığınız %15 artıyor. Bir arkadaşınızın hiç tanımadığınız bir arkadaşı mutluysa bile bu olasılık %10 artıyor. En mutlu anı sorulduğunda herkesin cevabında yanlarında biri oluyor. Bu yüzden sosyal çevrenizi genişletmek ve etkileşim muhteşem bir seçim.

Üçüncü basamak finansal esenlik, hassas bir konu olsa da aslında paranızın olması, sizin mutlu olacağınızın garantisi olmamakla birlikte elbette gayri safi milli hasılası daha yüksek olan bir ülkede yaşıyor olmanız diğer ülkelerdekilere göre finansal esenlik halinizin yüksek olmasını etkiliyor. Para kısa vadeli mutluluk halimizi etkiliyor çünkü zamanımızı nasıl geçireceğimiz konusunda bir kontrol mekanizmasıdır ama ihtiyaçlarımızı karşılayabildiğimiz belli bir miktardan sonra artan gelir, mutluluk getirmiyor.  Finansal esenlik halini yükseltmek için önce kariyer ve sosyal alanlarda denge sağlamak gerekir. Maddeler yerine deneyimlere para harcamak, güzel hatıralar biriktirmek, başkalarını mutlu etmek için parandan ayırmak ve tasarruf yapmak da bu alandaki önerilerdendir.

Dördüncü basamak ise fiziksel esenliktir. Aslında bütün basamaklar kendi içlerinde de birbirini desteklemektedir. Kilo verme programlarında sürdürülebilir bir şekilde kilo verme başarısı tek başına %24 iken, grup ile %57, üç arkadaş ile ise %66’dır. Bu da bizi tekrar sosyal esenliğin önemini vurguluyor. Her gün en azından yirmi dakika fiziksel aktivite yapmak ve bunu mümkünse sabah saatlerinde başarmak tüm gün enerjik ve mutlu olmamızı sağlarken, gece sirkadiyen ritimlere uygun kaliteli bir uyku da en önemli diğer koşullardandır. İşlenmiş ve paketli gıdalardan uzak bir market alışverişi hatta yerel, mevsimsel sebze ve meyve tercihleri de gülümsetir fiziksel esenliğinizi.

Beşinci ve son basamak çevresel esenliktir. Sadece dört duvarımızın içinde değil, o apartmanda, o sokakta, o mahallede, şehirde, ülkede, kıtada yaşıyoruz. Hepsi bizim çevresel bedenimiz. Bizden kilometrelerce uzaktaki bir doğal felakette etkiler bizi. O yüzden çevremize katkıda bulunmak, sosyal girişimci olmak, etkinliklere katılmak belki de en hafife alınan ama önemli bir esenlik kaynağıdır.

Candan Erçetin’in şarkısında dediği gibi “Düşenin dostunun olmayışına, düzenin buna hiç aldırmayışına, kanım donuyorsa hâlâ korkmaya gerek yok, yaşıyorum demektir. Bahçenin yemyeşil canlanışına, kirazın hınzırca çiçek açışına, yüzüm gülüyorsa hâlâ korkmaya gerek yok, yaşıyorum demektir” Betonların arasından bile bir çiçek açabiliyor. Her şey mümkün. Bize yine en iyi gelecek olan biziz. Bu yolda en büyük engel ise yine kendimiziz. Kısa vadeli havuçlar, uzun dönemdeki ödülleri baltalamasın dileğimiz. Kanmamak içinse adım adım ilerlediğimiz rutinlerimiz en önemli savunmamız. Beş basamaklı bu yolun sonunu görenler ancak yüzde yedilik bir grup. Bu ayrıcalıklılar kümesine girmek için adım atalım.