Skip to content Skip to footer

Yeni Başlangıçlar Zorlarsa, Baş Edilir Bu Yollarla

Aslında daha yeni zorlu bir taşınma sürecinden geçmesem, bu ay belki de bambaşka bir konuda yazardım. Almanya’da firmasız, küçük çocukla, çok uzak bir şehre ve yeni yapılmış bir yere taşınmak yeteri kadar zor değilmiş gibi bir de mevcut eşyaların hepsini ayrı ayrı satıp, yenilerini seçmekti benim sınavım. Muhtemelen bir çoğunuzun aynı şeyi yaşamayacağını biliyorum ama hepimiz hayatımızın farklı farklı evrelerinde, yeniliklerle-değişimlerle sınanıyoruz. Bu kimi zaman yeni bir evken, kimi zaman okula başlangıç, iş değişikliği, yakın ilişkilerdeki çalkantılar olabiliyor. Heraklitos’un dediği gibi “Değişmeyen tek şey değişimdir.” Bu değişim, yenilik, zorluk farklı isimlerle kapınızı çalıyor olabilir, ne olursa olsun baş etmek için aslında pek çok yöntemimiz var ve bunları deneyip, onaylayanlara katılmak isterseniz birini veya birkaçını uygulamanız yeterli. 

Herhangi bir değişen sürece karşılık en iyi panzehir rutinler çünkü bu rutinler sizi hayata bağlar. Bir sürü bilinmezlik içinde en azından rutinlerinizi bilirsiniz. Bilinçdışına bak her zaman yaptıklarını yapmaya devam ediyorsun, her şey normale dönecek mesajı verir. Ayurvedik bir yaşam tarzı sürdüğüm için rutinlerin benim hayatımda kapladığı yer çok büyük ama taşınma sürecinde hepsini uygulayamayacağımı bildiğimden, her gün mutlaka aksatmadan yapabileceklerime karar verip onlarla devam ettim. Bunlar benim için dil sıyırma (gece boyunca biriken toksinlerin atılmasına yardımcı), gözlerim açıkken soğuk suyla yıkamak (ateş elementini dengeler), yüzüme gül suyu püskürtmek (gül yeryüzündeki en yüksek frekansa sahiptir, sizin frekansınızı da yükseltir), sirkadiyen ritimlere uygun uyku ve nefes egzersizleri (yaşam enerjisi vücudumuza nefes ile girer) iken sizin için bambaşka olabilir, önemli olan sürdürülebilir olmasıdır. 

Uyku ve sindirim sistemi sağlığımızın en önemli göstergelerinden olduğundan sirkadiyen ritimlere uygun saatlerde uykuda olmaya önem göstermeli. Bu dönemlerde uykularınız kaçıyor olabilir, her zamankinden fazla uyumak gerekirken, daha da az uyuyor olabilirsiniz. Bunlarla baş etmek için nefesinizi kullanabilirsiniz. Burundan alınıp, burundan verilen yavaş ve ritmik (5 saniyede nefes alıp, 5 saniyede nefes vermek zorlarsa 4 saniye ile de başlanabilir) nefesler sizi iyileştiren, dinlendiren parasempatik sisteminizi aktive eder ve uykuya dalmanızı kolaylaştırır. Özellikle bu dönemlerde en geç gece on buçuk, onbir gibi uykuda olmak organlarımızın yenilenmesi için çok önemlidir çünkü beden bu işlevi her gece on ila iki arasında uykudayken yapıyor. Yatmadan en az bir saat önce ekranlarla ilişkimizi kesmek de bu süreci destekler çünkü ekranlardan yayılan mavi ışık stres hormonu olan kortizol salgılanmasına neden olur ve kortizol sahneden inmeden, gece bizi destekleyen melatonin hormonu salgılanmaz. Bu sebeple gece uyandığımızda da telefona bakmamak gerekir. 

Sabah uyandığımızda konforlu bir dışkı tahliyesi bir diğer önemli sağlık göstergesidir. Eğer ki bu dönemde etkilendiyse yediklerinize, içtiklerinize ve beş duyunuzla algıladığınız her şeye dikkat etmenizi öneririm. Ayurveda derki; ne yersen o değilsin, neyi sindirirsen o’sun. Kronik bir sindirim probleminiz varsa mutlaka bir hekime veya benim gibi bir ayurveda danışmanına başvurmalısınız.

Bu dönemde kendinize güven ve cesaretinizi de pekiştirmek için aslan nefesi de uygulayabilirsiniz. Yan etkisi olmadığı için çocuk, büyük herkes uygulayabilir. Hayır diyemeyenler ve kekemelere özellikle tavsiye edilir. Diğer faydaları ise konuşma yeteneğini geliştirmesi, doğal botoks etkisi yaratması, baş ağrısını hafifletmesi, yanak kasları ve derisini güçlendirmesi, sınav korkusunu iyileştirmesi ve stres tahliyesidir.

Bu nefes egzersizinin hem pranayama diye adlandırılan yogik nefeslerde hem de sufi nefeslerinde benzer versiyonları vardır, amaç aynı olduğu için hangisini severseniz onu uygulayabilirsiniz. Stres en fazla sırt, omuz ve boyunda birikir, her akşamüstü beş altı gibi bu nefesi beş kere yaparsanız, gün boyunca buralardaki birikimleri tahliye eder.

Yetmez ben takviye de isterim diyenler için ceviz suyu var Bach’larda. Okul başlangıçları, değişiklikleri, iş başlangıcı değişiklikleri, şehir-ülke değişiklikleri, medeni durum değişiklikleri (evlilik/boşanma), 2 yaş sendromu, 5 yaş sendromu, ergenlik sorunları, menapoz süreci ve hamilelik sürecinde hatta lohusalık depresyonunda da kullanılabilir. Bach çiçeklerini bebek, çocuk, hamile, ağır hasta, evcil hayvanlar da olmak üzere herkes tüketebilir. Kendi başınıza eczaneden almak yerine uzman danışmanlığında size özel hazırlanması çok daha etkili olmasını sağlar. Bir geçiş dönemi yaşanıyorsa, yeni karşılaşılan durum ve ortamlara alışmak için yardıma ihtiyaç hissediliyorsa, değişimden ve olumsuz dış etkilerden korunmak için bu çiçeklerden Walnut yani Ceviz’i tercih edebilirsiniz. Yirmibir gün boyunca her gün dört defa dörder damla dil altına damlatınca kolaylaşır her şey birden, bakarsınız alışmışsınız aniden.
Eğer ki zamana müdahale imkanınız varsa, vedik astrolojiye göre pazartesi günlerinin başlangıçlar için uygun olmadığını göz önünde bulundurabilirsiniz. Nedeni ise İngilizcedeki “Monday”, ay günü anlamındaki “Moonday”den evrilmiştir. Pazartesi sendromunun nedeni de aslında ay günü olmasından ve ayın gelgitlerinin olmasından kaynaklanır. Yine vedik astrolojiye göre başlangıçlar için ışığın büyüme esnasını tercih etmelidir. Yeni Ay (amavasya) ile Dolunay (Purnima) arasındaki ilk iki haftaya Shukla Paksha (Ağda Ayı) denir. Shukla Paksha, ayın parlak evresi dönemidir ve herhangi bir yeni göreve başlamak için hayırlı kabul edilir. Dolunay ve yeni ay arasında yani ay küçülürken ise daha çok vazgeçmek istediğimiz şeylere odaklanabiliriz. Ben özellikle dolunay günlerinde duygusal detoks yapıp-yaptırıp, yeni aya kadar bu süreci tamamlamayı ve yeni ay ile temiz başlangıçlar yapmayı seviyorum. Yine de evlilik, ayrılık, çocuk, taşınma, iş değiştirme ve birini kaybetme süreçlerinin ikiden fazlasını aynı ana denk getirmemek önerilir. Hayatınızdaki tüm değişimlerin hayırlara vesile olmasını dilerim.